prof. dr. hakan olgun

Ağaçları kutsamak: Antik çağdan seküler topluma uzanan bir ritüel

23 Ara 2024
Ağaçları kutsamak: Antik çağdan seküler topluma uzanan bir ritüel

Takvim döngüsü içinde eski yılın bitip yeni bir yılın başladığını ifade eden yılbaşı günleri, modern toplumlarda bir heyecan vesilesi olmaktadır. Kentlerin bulvarları, büyük alış-veriş merkezleri ve vitrinler, yeni yılı karşılama hevesinin dekoratif sembolleriyle doldurulmaktadır. Bu semboller arasında ışıklarla süslenmiş ve neyse ki genellikle suni olarak üretilmiş çam ağaçları öne çıkmaktadır. Ülkemizde yeni yıl kutlaması, çam ağaçlarının süslenmesi ve kırmızı tonlarla bezenmiş Noel Baba figürleriyle daha çok Hıristiyan geleneğinin taklit edilmesidir. Esasen çeşitli vesilelerle ağaçları kutsamak ve abartılı süslemelerle donatarak bu ağaçları fetişleştirmek kadim çağlardan günümüze kadar uzanan pek çok gelenekte mevcuttur. Ancak ülkemizde “Batılılaşma” ideolojisine göre benimsenen miladi takvimle birlikte yeni yıl festivalinin daha çok pagan Nordik-Hıristiyan versiyonu tercih edilmiştir.

Köklü bir dini inanca dayalı olan yeni yıl festivalinin seküler yaşam tarzına sahip olanlar tarafından idrak edilmesi, bu festivalin dini değil zaman döngüsünün heyecanıyla, yani seküler bir gerekçeyle izah edilmektedir. Ancak bu festival sırasında öne çıkan süslenmiş ağaç fetişizminin hiçbir seküler bağlamı olmadığı gibi, aksine bütün dini geleneklerde ağaç süslemenin güçlü bir ritüelistik temele dayandığı bilinmektedir. Gerçekten de ağaçları süslemekten onları kutsayarak tapınmaya kadar genişleyen uygulamalar pek çok inanç geleneğinde söz konusudur. Tabiat yaşamının en temel unsuru olan ağaçlar, kadim çağlardan beri bütün inanç sistemlerinde önemli bir yere sahip olmuştur. Mitolojik anlatılarda kış mevsimleri de dahil olmak üzere yıl boyu yeşil kalan iğne yapraklı ağaçlar direnç ve sürekliliğin sembolü olurken, kışın yaprak döküp baharda yeşillenen ağaçlar yenilenme ve bereketin sembolü olmuştur. Bunun ötesinde pek çok dini gelenekte ağaçlar kutsalla ilişkilendirilmiş ve hatta tapınma unsuru haline getirilmiştir.

Ağaç fetişizminin çeşitli dini geleneklerdeki görünümüne dair bazı örnekler şunlardır:

Bereket sembolü olarak Hint inciri
Hind dini geleneklerinde, örneğin Hinduzim’de Hint inciri olarak da bilinen Bodhi ağacı kutsal kabul edilir. Hindular için bu ağaç uzun ömürlülüğü temsil eder ve ağacın çevresi ritüellerin icra edildiği kutsal mekân olarak kabul edilir. Bodhi ağacı genellikle kozmik yaratma, koruma ve yok etmenin üç tanrısı olan Trimurti’yi, yani Brahma, Vişnu ve Şiva’yı temsil eder. Sürekli olarak etrafına yayılıp genişleyen kökleri ve dallarıyla Hint kültüründe yaşamın ve bereketin sembolüdür. Bu nedenle çocuk sahibi olmak isteyenler tarafından büyük bir saygıyla ziyaret edilir.

Hinduların ritüel için süsledikleri hint inciri ağacı

Hind geleneğinde kutsanan bir başka ağaç ise Neem ağacıdır. Hindu Holi festivali sırasında, kutsal ağaçlar, özellikle Neem ağacı bazen kutlamaların bir parçası olarak süslenir ve bu ağacın çevresinde birtakım ritüeller gerçekleştirilir. İnsanlar, özellikle şenlik ateşi ritüeli olan Holika Dahan sırasında ağaçları çiçekler, çeşitli renklerde toz boyalar ve dini sunularla süslerler. Ağaçlar, yaşamın ve yenilenmenin sembolleri olarak saygı görür. Onları süsleme ve ibadet etme eylemi, iyinin kötülüğe karşı kazandığı zafere ve Holi festivalinin merkezinde yer alan baharın gelişine bağlıdır.

Holi festivali sırasında Neem ağacı yapraklarıyla yapılmış süsleme.

Buda’nın altında aydınlandığı ağaç
Budizm’in kurucusu Buda’nın derin bir tefekkür sonucu ulaştığı aydınlanmayı Bodhi ağacının altında tecrübe ettiğine inanılır. Hindistan'ın Bodh Gaya kentinde bulunan bu ağaç, bu anlatıya bağlı olarak “Aydınlanma Ağacı” olarak da adlandırılır. Bodhi ağacı, Budizm’de manevi aydınlanmanın, ruhsal uyanışın ve acıdan kurtuluşun sembolü olarak büyük bir öneme sahiptir. Bodh Gaya’daki bu ağacı ziyaret eden Budist hacılar, manevi rehberlik ve ilham almak için genellikle ağacın altında meditasyon yapıp ritüeller gerçekleştirirler. Budizm’in önemli günlerinde ağacın dallarına rengârenk ipler, kumaş kurdeleler ya da bez parçaları bağlanarak ve çelenkler bırakılarak ağaç süslenir. Bodhi ağacı bilgeliği, aydınlanmayı ve ruhsal uyanışı temsil ettiğinden bu ağacı süslemek, Buda’nın aydınlanmasına ve yaşam döngüsüne duyulan saygıyı sembolize eder. Bu ağacın dalları özenle kesilerek farklı Budist kentlerinde toprağa dikilip çoğaltılmıştır.

Bodh Gaya’daki Bodhi ağacı.

Japonya’da tanrının evi sayılan ağaçlar
Doğu Asya geleneklerinde, örneğin Japonya’daki Şinto geleneğinde özellikle yaşlı ya da sıra dışı şekillere sahip olan ağaçlar kutsal kabul edilir. Bu tür kutsanmış ağaçlar kök kısmına yakın bir yerden onlardaki ilahi gücün varlığını belirtmesi için yine kutsal sayılan iplerle kuşatılıp bağlanır. Japonya’da genellikle Şinto inançları ve ritüelleriyle ilişkilendirilen geleneksel bir uygulama olan ağaç süslemek için kullanılan ip, bükülmüş saman veya kenevirden yapılmış, genellikle saflığı ve kötü ruhları uzaklaştırmayı simgeleyen beyaz kâğıt şeritlerle süslenmiş kutsal bir iptir. Bir ağacı kutsal iple süslemek onun kutsallığını sembolize eder ve onu bir saygı nesnesi veya Şinto tanrıları ile ruhların yani kamilerin ikamet ettiği bir yer olarak işaretler. Bu tür süslemelerin ağacı kutsal bir alan olarak belirterek tanrısal ruhun ağacın içinde yaşaması için davet ettiğine inanılır. Kutsanan ağaçlar yeni yıl gibi festivaller veya diğer tapınak kutlamaları sırasında, çeşitli meyveler, çiçekler veya süs eşyalarıyla süslenir. Süslemeler, doğanın ve tanrıların ruhlarını onurlandırma, onlara seslenme ve doğal dünya ile insan arasındaki uyumu koruma amacıyladır.

Şinto geleneğine göre etrafı şimenava denilen kutsal iple bağlanıp kutsanmış bir ağaç.

Avrupa pagan gelenekleri
Avrupa pagan geleneklerde ağaç sembolizması oldukça yaygındır. Örneğin İskandinav mitolojisinde “Hayat Ağacı” olarak bilinen dişbudak ağacı Yggdrasil’in köklerinin yeraltı alemine, gövdesinin yeryüzüne, dallarının ise tanrısal alem olan göklere eriştiğine inanılır. Bu ağaç dengeyi, birbirine bağlılığı ve yaşam ve ölüm döngüsünü sembolize eder. Keltler de ağaçları kutsal varlıklar olarak görür. Bu gelenekte meşe ve dişbudak ağacına saygı duyulurken genellikle bilgeliğin, kötü güçlerden korunmanın ve öbür dünyanın sembolleri olarak düşünülür. Bu nedenle kutsal sayılan ağaçlar dini ritüeller için kurdeleler, renkli bez parçaları veya elma, fındık ya da yaprak gibi sembolik şeylerle süslenir. Bu şekilde süslenen kutsal ağaçların insanların dünyasını manevi alemle birleştirdiğine inanıldığından ağaçları süslemek ilahi lütuf, bereket ve korunma sağlamanın bir yolu olarak görülür. Druidlerde ise ibadet edilen korular ve belirli bazı ağaçlar, ruhlar veya tanrılar için meskenler olarak sayılıp ruhsal varlıkların dikkatini çekmesi için süslenir.

İskandinav sanatına yansıyan Yggdrasil ağacı.

Yule ağacı ise eski pagan geleneklerinde, özellikle İskandinav ve Kelt kültürlerinde, kış ortası veya gündönümü kutlamalarının bir unsuru olarak süslenir. Yule ağacı, kış şenliklerinin merkezinde yer alır. Bu ağaçlar genellikle doğanın tanrılarını ve ruhlarını onurlandırmak için yiyecek, meyve, kurdele ve mumlarla bezenip süslenir. Bu geleneklerde, ağacın kötü ruhları kovduğu ve yeni yıl için refah getirdiğine inanılır. Yule ağacı, en soğuk aylarda doğanın gücünü ve direncini temsil ederken kış gündönümünden sonra yeniden doğuşu ve güneşin geri dönüşünü simgeler.

Yeni yıl festivali için süslenmiş bir pagan Yule ağacı.

Pagan ağaç geleneğinden Hıristiyan kültüre
Hıristiyanlık Avrupa’da yayıldığında, özellikle kuzey Avrupa’dan güneye kadar erişen pagan geleneğin kış dönemi ağaç fetişizmi güçlü bir inanç unsuruydu. Gündönümüyle birlikte güneşin yeniden yükselmesini sembolize eden bu ağaç fetişi Hıristiyanlık’ta İsa Mesih’in doğumuyla ilişkilendirilmiştir. He ne kadar bu gündönümü kültü Hıristiyanlığa uyarlansa da paganların bu günlerde yerine getirdikleri ağaç süsleme ritüeli devam etmiştir. Böylece Kuzey Avrupa’ya ait Nordik pagan gelenek ile Hıristiyan inancı “kış ağacı süslemesi” üzerinden birleştirilmiştir. Dolayısıyla hem pagan geleneklerine hem de Hıristiyan uygulamalarına dayanan bu ritüel sonsuz yaşamın, Mesih’in doğumunun ve onun ışığının kutlandığı bir festivale dönüşmüştür. Noel döneminde özellikle çam ağaçları Mesih’in ışığını sembolize eden çeşitli renklerdeki ışıklar, melekler, yıldızlar ve diğer mucizevi olayları sembolize eden parlak süs eşyaları, Mesih’in doğumunu müjdeleyen müneccimleri sembolize eden ağacın tepesindeki yıldız motifleriyle süslenmiştir. Böylece pagan kış ağacı fetişi, Mesih’in doğumu anlamında Noel ağacına dönüşürken yaprak dökmeyen bu ağacın kendisi tabiatın yenilenmesine işaretle sonsuz yaşamı temsil etmiştir.

Tepesindeki müneccimlerin müjdesini sembolize eden yıldız figürüyle süslenmiş Hıristiyan Noel ağacı.

Yerel kabile inanışlarında “hayat ağacı”
Afrika’nın yerli kabile inanışlarına göre ağaçlar genellikle ruhların ve ataların meskenidirler. Baobab ağacı, özellikle bünyesinde su depolaması nedeniyle “Hayat Ağacı” olarak kabul edilir. Bu geleneklerde ritüeller ve kurban sunumları genellikle bu ağaca yönelerek yapılır. Amerika’nın yerli inanışlarında da, örneğin birçok Kızılderili kabilesinde, kutsal olarak gördükleri ağaçların insanlar ile ruhsal alem arasında arabulucu olduklarına inanılır. Özellikle Sedir ve Çam ağacı, yaratılış mitlerinin ve bu mitlere ilişkin ritüellerin merkezinde yer alır.

Afrika’da Baobab ağacı.

Kabile inanışlarında ağaçlardan oyulmuş totemler, manevi inançları ve aile mirasını temsil eder. Yine Kuzey Amerikan yerlileri için totem ağaçlarının genellikle kabile atalarını, manevi bağlantıları ve doğal dengeyi kurduğuna inanılır. Bu nedenle bütün yerel kabile toplumlarında kutsal kabul edilen ağaç ve totemlerin abartılı bir şekilde süslenmeleri, ağacın temsil ettiği kutsiyete verilen değeri ifade etmiştir.

Afrika’da Hıristiyan olan toplumlarda Noel ağacı formunda süslenmiş Baobab ağacı.

Bu örnekleri artırmak mümkündür, ancak görüldüğü üzere, neredeyse bütün dini geleneklerde belirli ağaçlar kutsal olarak kabul edilmiştir. Bu ağaçlar manevi inançların merkezinde yer almış ve derin bir saygı ve ritüelistik hürmetle muamele görmüştür. Ağaçlara atfedilen kutsallık, onların meyve, çiçek, tüy, kurdele, bez parçaları, kâğıt ve ışık gibi pek çok unsurlarla süslenmesini gerektirmiştir. Dolayısıyla ağaç süslemek, sanıldığı gibi bir takvim döngüsü kutlaması ya da sanatsal bir üretim değil, kökü kadim çağlara kadar uzanan güçlü bir ritüelistik eylemi ifade etmektedir.